The Republic of Cyprus is Elected to the UN Human Rights Council, Fewer Loopholes to Escape… (Tr: Kıbrıs Cumhuriyeti BM İnsan Hakları Konseyi’ne Seçildi, Kaçacak Delikler Azalıyor… )
The Republic of Cyprus is Elected to the UN Human Rights Council, Fewer
Loopholes to Escape…
Yesterday, for the first time in history, the Republic of Cyprus was
elected to serve on the United Nations Human Rights Council for the 2025-2027
term. President Hristodoulides emphasized that this is an important step for
the Republic of Cyprus and that being in such positions shows the trust the
international community has in Cyprus. As a member of the UN Human Rights
Council, the Republic of Cyprus will now be subjected to stricter international
scrutiny regarding its human rights practices. This likely means increased
attention and monitoring of human rights violations occurring locally in
Cyprus.
Now, I will present to you, from a different perspective, a topic that
has occupied the agenda in both the north and the Republic of Cyprus for a long
time: the illegal sale of Greek Cypriot properties in the north. Most clearly,
this constitutes a violation of Protocol No. 1, Article 1 of
the European Convention on Human Rights, concerning the right to
property. As you know, following the arrest of Akan Kürşat in Italy earlier
this year, different people have started being prosecuted in the courts of the
Republic of Cyprus over this issue. I’m sure we have all thought the same thing
at some point during this process: “But the illegal sale of Greek Cypriot
properties in the north isn’t new, so why have the prosecutions started now?”
Yes, it’s true. After the 1994 amendment to the Resettlement, Land
Distribution, and Equivalent Property (İTEM) Law, Greek Cypriot properties
in the north were opened to illegal sale. In a short period of time, this
turned into a “quick-money market” for the residents of the northern part of
the island. So, why has the Republic of Cyprus now started these local prosecutions?
Was it trying to raise its local human rights index before joining the UN Human
Rights Council? Perhaps. At least, that could be the visible argument. However,
two days ago, the European Court of Human Rights (ECHR) found the
Republic of Cyprus responsible for various human rights violations in a case
titled “M.A. and Z.R. v. Republic of Cyprus.” I want to discuss this
case next week, so I’m giving a small introduction now. If the goal isn’t to
increase the local human rights index, then what is it?
As you may have guessed, gaining a seat on the UN Human Rights Council
will provide Cyprus with a platform to highlight property rights violations
that have occurred since 1974. By prosecuting these cases domestically, the
Republic of Cyprus can use this legal enforcement as a tool to reinforce its
narrative at the UN Human Rights Council and other international forums. And it
most likely will… The more legal documentation there is locally, the stronger
the Republic of Cyprus’s hand will be internationally. Also, remember, the Council
of Europe’s Committee of Ministers received a request from the Republic of
Cyprus a few months ago to reevaluate the Immovable Property Commission,
which was legalized in the Loizidou v. Turkey case. In short, the issue
of immovable property remains a hot topic and looks like it will continue
heating up.
I believe the loopholes are shrinking. One day, the wheel of justice
turns, and international law finds and prosecutes you…
Published on Özgür Gazete on 11.10.2024
***
Turkish:
Kıbrıs
Cumhuriyeti BM İnsan Hakları Konseyi’ne Seçildi, Kaçacak Delikler Azalıyor…
Kıbrıs
Cumhuriyeti, dün tarihte ilk kez Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’ne
2025-2027 yılları arasında görev yapmak üzere seçildi. Başkan Hristodoulides,
bunun Kıbrıs Cumhuriyeti için önemli bir adım olduğunu, böyle pozisyonlarda
görev almasının uluslararası camianın Kıbrıs Cumhuriyeti’ne duyduğu güveni
gösterdiğini vurguladı. BM İnsan Hakları Konseyi'nin bir üyesi olarak Kıbrıs
Cumhuriyeti artık insan hakları uygulamaları konusunda daha sıkı bir
uluslararası denetime tabi tutulacak. Bu da muhtemelen yerelde de Kıbrıs’ta
gerçekleşen insan hakları ihlallerine daha fazla dikkat çekilmesi ve denetimin
arttırılacağı anlamına geliyor…
Sizlere
şimdi farklı bir bakış açısından hem kuzeyde hem de Kıbrıs Cumhuriyeti’nde
gündemi uzun süredir meşgul eden bir konuyu sunacağım: kuzeyde gasp
edilen Kıbrıslırum mallarının illegal satışı. En bariz şekliyle, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi Protokol No.1, Madde No 1, Mülkiyet Hakkı ihlali. Bildiğiniz
gibi Akan Kürşat’ın bu senenin başlarında İtalya’da tutuklanması üzerine Kıbrıs
Cumhuriyeti mahkemelerinde bu konu üzerinden farklı insanlar yargılanmaya
başladı. Eminim hepimiz bu süreçte bir noktada ayni şeyi düşündük: “ama
Kıbrıslırum mallarının kuzeyde illegal satışı yeni bir durum değil, neden
yargılanmalar şimdi başladı?”
Evet
doğru, İskân, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal (İTEM) Yasası’nda 1994’te yapılan
değişiklikten sonra kuzeydeki Kıbrıslırum malları illegal satışa açıldı. Ve
kısa bir süre içerisinde bu durum adanın kuzeyinde yaşayanlar için bir ‘kolay
para kazanılacak piyasa’ haline dönüştü. Peki, Kıbrıs Cumhuriyeti yerelde yargılanmalara
neden şimdi başladı? BM İnsan Hakları Konseyi’ne girmeden Kıbrıs Cumhuriyeti
yerel insan hakları indeksini mi yükseltmek istiyordu? Belki, olabilir. En
azından gün yüzündeki argüman bu olabilir. Ancak AİHM, bundan iki gün önce ‘M.A.
ve Z.R. v. Kıbrıs Cumhuriyeti’ isimli sonuçlanan davada, Kıbrıs Cumhuriyeti
çeşitli insan hakları ihlallerinden sorumlu tutuldu. Bu konu üzerine de haftaya
konuşmak istediğim için şimdiden ufak bir giriş yapıyorum… Amaç yerel insan
hakları indeksini artırmak değilse, peki ne?
Tahmin
ettiğiniz gibi, BM İnsan Hakları Komitesi'nde bir koltuk elde etmek Kıbrıs'a
1974'ten beri gerçekleşen mülkiyet hakları ihlallerini vurgulama platformu sağlayacaktır.
Bu davaları yurtiçinde kovuşturarak, Kıbrıs Cumhuriyeti bu yasal yaptırımı BM
İnsan Hakları Komitesi’nde ve diğer uluslararası forumlarda anlatısını
güçlendirmek için bir araç olarak kullanabilir. Ve büyük ihtimal de
kullanacaktır… Yerelde legal dokümantasyonlar ne kadar fazla olursa, Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin uluslararası anlamda eli o kadar güçlü olur… Ayrıca hatırlayın,
Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu’na da Loizidiou v Türkiye davasında
yasallaştırılan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun da yeniden değerlendirilmesi için
Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından başvuru bundan birkaç ay önce yapılmıştı…
Kısacası taşınmaz mal konuları hakkında gündem oldukça sıcak ve sıcaklaşmaya da
devam edecek gibi görünüyor.
Sanırım
artık kaçacak delikler azalıyor. Gün gelir devran döner, uluslararası hukuk
sizi bulur ve yargılar…
Yorumlar
Yorum Gönder