The Bill on 'Punishing Fake News' in Cyprus: A Threat to Freedom of Expression? (Tr: Kıbrıs'ta "Sahte Haberi Cezalandırma" Yasa Tasarısı: İfade Özgürlüğüne Bir Tehdit mi?)

 "The Bill on 'Punishing Fake News' in Cyprus: A Threat to Freedom of Expression?"

A proposed bill in Cyprus, aimed at penalizing the online dissemination of fake or offensive content, has sparked serious debate. The law has raised major concerns among human rights defenders and freedom of expression activists, who fear it may restrict free thought and communication. Recently, the United Nations Special Rapporteur on Freedom of Expression, Irene Khan, warned that the proposed changes to Cyprus’s Penal Code could have a “chilling effect” on freedom of expression.

The bill envisions heavy penalties to prevent the spread of fake news and the circulation of defamatory content in online environments. Proposed sanctions include hefty fines and even prison sentences of up to five years for individuals who send fake messages or share disturbing, obscene, or threatening content. One of the most criticized aspects of the bill is the use of vague terms like "causing disturbance" or "obscene content." Such ambiguous language can pave the way for arbitrary enforcement by different governments, making it harder for individuals to defend their freedom of thought.

According to international human rights standards, freedom of expression is the cornerstone of democracy, and any restrictions should be applied only when “necessary, proportionate, and the least intrusive.” Irene Khan emphasized that implementing such a law in Cyprus could cause significant harm to the realm of free communication. Furthermore, a law with such broad powers could lead to self-censorship among social media users and journalists, threatening the public’s right to share information freely.

The bill has also drawn criticism from organizations like the European Union and the United Nations, which argue that penalizing fake news contradicts the right to freedom of expression. These organizations stress that, instead of criminal sanctions and court trials, methods such as improving media literacy, empowering users in the digital world, and promoting media diversity should be prioritized in the fight against fake news.

It is also known that a large portion of the public in Cyprus does not favor this bill. In general, laws that restrict freedom of expression are unlikely to gain long-term public support. For this reason, it is probable that the proposed law will not pass in the parliament. However, it is still important to acknowledge and consider the fact that such a bill is even being discussed in the Republic of Cyprus.

Freedom of expression and media diversity are fundamental principles of a democratic society. Combating fake news is certainly important, but this should be done through greater transparency, education, and fostering an environment of free debate, rather than through criminal penalties. Even though the likelihood of this law passing is low, the mere fact that such proposals are being brought forward reminds us of the need to defend democratic values and human rights more vigorously.

In conclusion, punishing fake news through criminal sanctions is not a practice that belongs in a democracy. I believe that the authorities in the Republic of Cyprus will consider the potential negative impacts of this bill on freedom of expression and media diversity, and I hope they will find alternative solutions to tackle the issue of fake news.

Published in Özgür Newspaper on 25.10.2024

***

Turkish: 

Kıbrıs'ta "Sahte Haberi Cezalandırma" Yasa Tasarısı: İfade Özgürlüğüne Bir Tehdit mi?

Kıbrıs’ta önerilen bir yasa tasarısı, sahte veya saldırgan içeriklerin çevrimiçi paylaşımını cezalandırmayı amaçlayarak, ciddi tartışmalara yol açtı. Yasa tasarısının hem insan hakları savunucuları hem de ifade özgürlüğü aktivistleri arasında büyük endişeler uyandırmasının nedeni, özgür düşünceyi ve haberleşmeyi kısıtlayabileceği korkusundan kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda, geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler İfade Özgürlüğü Özel Raportörü Irene Khan, Kıbrıs’ın Ceza Kanunu’nda yapılacak bu değişikliklerin ifade özgürlüğü üzerinde “ciddi bir soğutucu etkiye” sahip olabileceği konusunda uyardı.

Yasa tasarısı, sahte haberlerin yayılmasını ve hakaret içeren içeriklerin çevrimiçi ortamlarda dolaşımını engellemek için ağır yaptırımlar öngörüyor. Önerilen ceza maddeleri arasında, sahte mesajlar gönderen, rahatsız edici, müstehcen veya tehditkâr içerikler paylaşan kişilere yönelik ağır para cezaları ve hatta 5 yıllık hapis cezaları bulunuyor. Bu noktada, en çok eleştirilen hususlardan biri, “rahatsızlık verme” veya “müstehcen” içerik gibi oldukça belirsiz terimlerin yasada kullanılmasıdır. Bu tarz muğlak ifadeler, yasaların farklı hükümletler tarafından keyfi uygulanmasına zemin hazırlayabilir ve kişilerin düşünce özgürlüğünü savunmalarını zorlaştırabilir.

Uluslararası insan hakları normlarına göre, ifade özgürlüğü demokrasinin temel taşıdır ve bu tür kısıtlamalar yalnızca "gerekli, orantılı ve en az müdahaleci" şekilde uygulanmalıdır. Irene Khan, Kıbrıs'ta bu tür bir yasanın uygulanmasının özgür iletişim alanında ciddi zararlar verebileceğini belirtti. Ayrıca, böylesi geniş yetkilere sahip bir yasa, sosyal medya kullanıcıları ve gazeteciler üzerinde öz sansüre yol açarak, kamuoyunun özgür bilgi paylaşımı hakkını tehdit edebilir.

Bu yasa teklifi, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlar tarafından da eleştirilmektedir. Sahte haberlerin cezalandırılmasının ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savunan bu kuruluşlar, sahte haberlerle mücadelede cezai yaptırımlar ve ceza mahkemelerinde yargılamak yerine, medya okuryazarlığının artırılması, kullanıcıların dijital dünyada güçlendirilmesi ve medya çeşitliliğinin teşvik edilmesi gibi yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Tabi ki Kıbrıs’taki halkın büyük bir kısmının da bu yasa tasarısına pek sıcak bakmadığı biliniyor. Genel olarak, ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasaların uzun vadede halk desteğini bulması zor olabilmektedir. Bu nedenle, muhtemelen bu yasa değişikliği meclisten geçmeyecektir. Ancak, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde böyle bir yasa tasarısının tartışılıyor olmasını bile bilmek ve göz önünde bulundurmak önemlidir.

İfade özgürlüğü ve medya çeşitliliği, demokratik bir toplumun temel ilkelerindendir. Sahte haberlerle mücadele etmek elbette önemlidir; ancak bu, basını ve bireyleri cezai yaptırımlarla değil, daha fazla şeffaflık, eğitim ve özgür tartışma ortamı sağlayarak yapılmalıdır. Yasanın geçme ihtimali düşük olsa da bu tür önerilerin bile gündeme gelmesi, demokratik değerlerin ve insan haklarının daha güçlü bir şekilde savunulması gerektiğini bize bir kez daha hatırlatmaktadır.

Sonuç olarak, sahte haberlerin cezai yaptırımlarla cezalandırılması, demokraside yeri olmayan bir uygulamadır. Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin, bu yasa tasarısının ifade özgürlüğü ve medya çeşitliliği üzerindeki olası olumsuz etkilerini göz önünde bulunduracağını düşünüyor ve sahte haberlerle mücadelede daha farklı çözüm yöntemleri bulabileceğini umuyorum.

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Can Federal Cyprus, Be An 'Intermediate Formula' To Unitary Cyprus? (Tr: Federal Kıbrıs, Üniter Kıbrıs’a Giden Bir ‘Ara Formül’ Olabilir mi?)

We Are Moving Away from Solving the Mixed Marriage Problem! (Tr: Karma Evlilik Sorununa Çözüm Bulmaktan Uzaklaşıyoruz!)

Sea Areas, Turkey, 'Blue Homeland,' and Cyprus (1) (Tr: Deniz Alanları, Türkiye, ‘Mavi Vatan’ ve Kıbrıs (1))