Can Federal Cyprus, Be An 'Intermediate Formula' To Unitary Cyprus? (Tr: Federal Kıbrıs, Üniter Kıbrıs’a Giden Bir ‘Ara Formül’ Olabilir mi?)

 Because I attend the University of Nicosia, I had the opportunity to meet people from different backgrounds. I met people who identify themselves as "Greeks of Cyprus" and others who identify as "Cypriots." Among them, there is a political science professor who identifies himself as a "patriot" and "Cypriot." Recently, I came across an article he wrote in a newspaper, titled "The Federalization of the Republic of Cyprus." I was surprised because, in my mind, "patriotism and statism" had always been associated with a "unitary Cyprus." I reached out to him to ask the questions on my mind. The response I received led me to look at the Cyprus issue from a more realistic perspective.

An ideal Cyprus where the unitary and Cypriot identity is paramount can indeed be an ideal Cyprus. But in reality, we must realize that we are currently far from this ideal. Compared to the past, the pressure from Turkey in the northern part of the island is increasing, and ethnic nationalism is rampant in both the north and the south of the island. Moreover, if this status quo continues, I can even say that we are on the verge of losing the north of the island to Turkey. Unable to officially annex the north of the island, Turkey is trying to buy the usurped lands with money. Just like Israel did in the Palestinian territories in the past. No one is satisfied with the current status quo, and we urgently need to find a solution to stop it.

Let's suddenly assume that we return to a unitary Republic of Cyprus from this status quo. There will be several problems ahead of us:

Firstly, what will happen to the population referred to as 'settlers'? In a unitary Cyprus, it is being discussed that all settlers should withdraw from the territory of the Republic of Cyprus. How will this be possible? Looking back in history, for example, in the Six-Day War of 1967, Israel occupied the Sinai Peninsula, which was Egyptian territory, and resettled its population there. Then, in 1979, with the "Peace Treaty" between Israel and Egypt, Israel provided packages including financial compensation, temporary accommodation, and assistance in finding new jobs to settlers to return.

In short, this possibility was achieved through an 'agreement'. Now, imagine trying to send all settlers back to Turkey without an agreement. Considering that we live in a world where individual human rights are paramount, I do not think this is possible; but let's assume it happened. Sending back so many people to Turkey at once will not create tension between Cyprus and Turkey? Isn't this a ground for a possible conflict? How much conflict would Cyprus, which currently has the second largest army in NATO, want to engage in with Turkey? Or wouldn't such a conflict lead to greater dangers for the future of Cyprus?

From what I see now, if there is no agreement on population policies with Turkey, we are in a deadlock. International mechanisms can be employed regarding Turkey; however, the current Turkey is not one that abides by international law. You can see this by examining the European Court of Human Rights' decisions on Kavala or Demirtaş. Regarding the return of all Cypriots to their homes, yes, Cypriots who want to return to their properties should be allowed to do so; however, this should be done under humane conditions and should not harm anyone. After all, the protection of a foreign population in your own country is an obligation under international law, which is 'erga omnes'.

Secondly, for a full 50 years, Cypriots have been living in a 'divided' manner due to the occupation of Turkey. A unitary Cyprus will not only be achieved by returning to the 1960 Constitution, but also by preparing Cypriots to live together and increasing their political literacy. We need an 'intermediate formula' that will ensure the integration of all Cypriots and help create a 'Cypriot' identity. While ethnic nationalism is dominant, would it be possible to avoid conflicts among Cypriots in a unitary state where people are not ready?

A sudden transition from the current status quo to a unitary state may not be accepted by many Cypriots or by the major powers over Cyprus and may be dangerous for the future of Cyprus. A federal Cyprus may not necessarily evolve into apartheid. If the federal Cyprus process is carried out correctly, it can be used as a transition phase to a unitary Republic of Cyprus as an 'intermediate formula'. During this process, measures and reconciliation projects can be implemented to create a Cypriot identity over a period of 10-15 years and a plan for transitioning to a unitary state can be made.

(Published in Özgür Gazete on 28.05.2024)

https://ozgurgazetekibris.com/kose-yazarlarimiz/gencler_yaziyor/143076-federal-kibris-uniter-kibrisa-giden-bir-ara-formul-olabilir-mi.html


***

Turkish:


Lefkoşa Üniversitesi’nde okuduğum için farklı çevrelerden insanlar ile tanışma fırsatı buldum. Kendini ‘Kıbrıs’ın Yunanı’ olarak tanımlayan kişilerle de tanıştım, ‘Kıbrıslı’ olarak tanımlayan kişilerle de. Bu kişilerin arasında, Kıbrıs sorunu konusundaki yorumlamalarını can kulağıyla dinlediğim, kendini ‘yurtsever’ ve ‘Kıbrıslı’ olarak tanımlayan bir siyasal bilimler profesörü var. Geçen günlerde bir gazetede yayınlanmış yazısına denk geldim. “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi,” ile alakalı yazmıştı. Şaşırdım. Çünkü benim kafamda ‘yurtseverlik ve devletçilik’ hep ‘üniter Kıbrıs’ ile bağdaşmıştı. Ona ulaşıp aklımdaki soruları sordum. Aldığım cevap, Kıbrıs sorunu konusuna daha realistik bir açıdan bakmamı sağladı.

Üniter ve Kıbrıslılık üst kimliğinin ön planda olduğu bir Kıbrıs, ideal bir Kıbrıs olabilir. Ama realitede, şu an bu idealden uzakta olduğumuzun farkında olmalıyız. Geçmişe kıyasla, adanın kuzeyindeki Türkiye baskısı daha fazla, ayrıca hem adanın kuzeyindeki hem de güneyindeki etnik milliyetçilik hat safhalarda. Hatta bu statüko böyle devam ederse, adanın kuzeyini Türkiye’ye kaybetmek üzere olduğumuzu bile söyleyebilirim. Adanın kuzeyini resmi olarak ilhak edemeyen Türkiye, gasp ettiği toprakları para ile satın almaya çalışıyor. Tıpkı zamanında Filistin topraklarında İsrail’in yaptığı gibi. Mevcut statükodan hiç kimse memnun değil, buna dur diyebilmek için, acilen bir formül bulmamız gerekiyor.

Birdenbire, hemen bu statükodan üniter Kıbrıs Cumhuriyeti'ne döndüğümüzü farz edelim. Önümüzde bizi birkaç sorun olacak:

Birincisi, 'yerleşimci' diye adlandırılan nüfusa ne olacak? Üniter Kıbrıs’ta, tüm yerleşimcilerin Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarından çekilmesinden bahsediliyor. Bu nasıl mümkün olacak? Tarihe baktığımızda, örneğin 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Mısır toprağı olan Sina Yarımadası’nı işgal etmişti, yerleşimci nüfusunu da oraya yerleştirmişti. Daha sonra 1979’da İsrail ve Mısır arasında imzalanan “Barış Antlaşması” ile İsrail, yerleşimcilere verdiği mali tazminat, geçici barınma ve yeni iş bulma yardımını içeren paketler ile geri dönme imkanları sağlanmıştı.

Kısacası, bir ‘antlaşma’ ile bu olasılık sağlanmıştı. Bir antlaşma olmadan, tüm yerleşimcilerin Türkiye’ye geri yollanmaya çalıştığını düşünün. Bireysel insan haklarının ön planda olduğu bir dünyada olduğumuzu düşünürsek, bunun mümkün olabileceğini sanmıyorum; ama yine de oldu diyelim. Bu kadar fazla insanın, birdenbire Türkiye'ye 'geri yollanması' Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişkileri germeyecek midir? Bu, olası bir çatışma için bir zemin değil midir? Peki Kıbrıs, NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip bir ülke olan Türkiye ile ne kadar bir çatışmaya girmek isteyecektir? Ya da böyle bir çatışma, ileride Kıbrıs’ın geleceği için daha büyük tehlikelere yol açmayacak mıdır?

Şu anda baktığımda, nüfus politikaları konusunda Türkiye ile bir uzlaşmaya varılmadığı takdirde, bir çıkmazın içerisinde olduğumuzu görebiliyorum. Uluslararası mekanizmalar, Türkiye konusunda çalıştırılabilir; ancak şu anki Türkiye, uluslararası hukuk kurallarını dikkate alan bir Türkiye değil. Bunu AİHM’in Kavala ya da Demirtaş kararlarını inceleyerek görebilirsiniz. Tüm Kıbrıslıların kendi evlerine dönmesi konusuna gelecek olursak, evet, mallarına geri dönmek isteyen Kıbrıslılara izin verilmelidir; ancak yine de bu, insancıl koşullarda yapılmalı ve hiçbir kimseyi mağdur etmeyecek durumda olmalıdır. Sonuçta kendi ülkende bulunan, yabancı bir nüfusun da korunması, uluslararası hukuka göre ‘erga omnes’ olan bir yükümlülüktür.

İkinci olarak, tam 50 senedir, Türkiye’nin işgalinden dolayı Kıbrıslılar ‘bölünmüş’ bir şekilde yaşıyorlar. Üniter Kıbrıs, sadece 1960 Anayasası'na dönmek ile değil, Kıbrıslıları birlikte yaşamaya hazırlamak ve siyasi okuryazarlığını arttırmak ile olacaktır. Tüm Kıbrıslıların kaynaşmasını sağlayacak ve ‘Kıbrıslı’ üst kimliğini yaratılmasında yardımcı olacak bir ‘ara formüle’ ihtiyacımız vardır. Bu kadar etnik milliyetçilik hakim olmuşken, halk hazır olmadan dönülen üniter bir devlette, Kıbrıslılar arasında çatışma çıkmaması olası mıdır?

Şu anki statükodan birdenbire üniter devlete geçiş, çoğu Kıbrıslı ya da Kıbrıs’ın üzerindeki büyük güçler tarafından kabul görmeyebilir, Kıbrıs’ın geleceği için tehlikeli olabilir. Federal Kıbrıs, apartheide evrilecek diye kesin bir hüküm de yoktur. Federal Kıbrıs, süreç doğru yürütüldüğü takdirde, üniter bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ne geçiş aşaması olarak, ‘ara bir formül’ olarak kullanılabilir. Bu süreçte, 10-15 senelik bir zaman zarfında Kıbrıslılık kimliğini yaratmak ve üniter bir devlete geçiş planı yapılabilir, bunun için bir dizi önlemler ve yakınlaştırma projeleri yürürlüğe konulabilir.

(28.05.2024 tarihinde Özgür Gazete'de yayınlanmıştır.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

We Are Moving Away from Solving the Mixed Marriage Problem! (Tr: Karma Evlilik Sorununa Çözüm Bulmaktan Uzaklaşıyoruz!)

Sea Areas, Turkey, 'Blue Homeland,' and Cyprus (1) (Tr: Deniz Alanları, Türkiye, ‘Mavi Vatan’ ve Kıbrıs (1))