Can Federal Cyprus, Be An 'Intermediate Formula' To Unitary Cyprus? (Tr: Federal Kıbrıs, Üniter Kıbrıs’a Giden Bir ‘Ara Formül’ Olabilir mi?)
Because I attend the University of Nicosia, I had the opportunity to meet people from different backgrounds. I met people who identify themselves as "Greeks of Cyprus" and others who identify as "Cypriots." Among them, there is a political science professor who identifies himself as a "patriot" and "Cypriot." Recently, I came across an article he wrote in a newspaper, titled "The Federalization of the Republic of Cyprus." I was surprised because, in my mind, "patriotism and statism" had always been associated with a "unitary Cyprus." I reached out to him to ask the questions on my mind. The response I received led me to look at the Cyprus issue from a more realistic perspective.
An ideal Cyprus where the unitary and Cypriot identity is paramount can indeed be an ideal Cyprus. But in reality, we must realize that we are currently far from this ideal. Compared to the past, the pressure from Turkey in the northern part of the island is increasing, and ethnic nationalism is rampant in both the north and the south of the island. Moreover, if this status quo continues, I can even say that we are on the verge of losing the north of the island to Turkey. Unable to officially annex the north of the island, Turkey is trying to buy the usurped lands with money. Just like Israel did in the Palestinian territories in the past. No one is satisfied with the current status quo, and we urgently need to find a solution to stop it.
Lefkoşa Üniversitesi’nde
okuduğum için farklı çevrelerden insanlar ile tanışma fırsatı buldum. Kendini
‘Kıbrıs’ın Yunanı’ olarak tanımlayan kişilerle de tanıştım, ‘Kıbrıslı’ olarak
tanımlayan kişilerle de. Bu kişilerin arasında, Kıbrıs sorunu konusundaki
yorumlamalarını can kulağıyla dinlediğim, kendini ‘yurtsever’ ve ‘Kıbrıslı’
olarak tanımlayan bir siyasal bilimler profesörü var. Geçen günlerde bir
gazetede yayınlanmış yazısına denk geldim. “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
federalleştirilmesi,” ile alakalı yazmıştı. Şaşırdım. Çünkü benim kafamda ‘yurtseverlik
ve devletçilik’ hep ‘üniter Kıbrıs’ ile bağdaşmıştı. Ona ulaşıp aklımdaki
soruları sordum. Aldığım cevap, Kıbrıs sorunu konusuna daha realistik bir
açıdan bakmamı sağladı.
Üniter ve Kıbrıslılık
üst kimliğinin ön planda olduğu bir Kıbrıs, ideal bir Kıbrıs olabilir. Ama
realitede, şu an bu idealden uzakta olduğumuzun farkında olmalıyız. Geçmişe
kıyasla, adanın kuzeyindeki Türkiye baskısı daha fazla, ayrıca hem adanın
kuzeyindeki hem de güneyindeki etnik milliyetçilik hat safhalarda. Hatta bu
statüko böyle devam ederse, adanın kuzeyini Türkiye’ye kaybetmek üzere
olduğumuzu bile söyleyebilirim. Adanın kuzeyini resmi olarak ilhak edemeyen
Türkiye, gasp ettiği toprakları para ile satın almaya çalışıyor. Tıpkı
zamanında Filistin topraklarında İsrail’in yaptığı gibi. Mevcut statükodan hiç
kimse memnun değil, buna dur diyebilmek için, acilen bir formül bulmamız
gerekiyor.
Birdenbire, hemen
bu statükodan üniter Kıbrıs Cumhuriyeti'ne döndüğümüzü farz edelim. Önümüzde
bizi birkaç sorun olacak:
Birincisi, 'yerleşimci'
diye adlandırılan nüfusa ne olacak? Üniter Kıbrıs’ta, tüm yerleşimcilerin
Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarından çekilmesinden bahsediliyor. Bu nasıl mümkün
olacak? Tarihe baktığımızda, örneğin 1967’deki Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Mısır
toprağı olan Sina Yarımadası’nı işgal etmişti, yerleşimci nüfusunu da oraya
yerleştirmişti. Daha sonra 1979’da İsrail ve Mısır arasında imzalanan “Barış Antlaşması”
ile İsrail, yerleşimcilere verdiği mali tazminat, geçici barınma ve yeni iş
bulma yardımını içeren paketler ile geri dönme imkanları sağlanmıştı.
Kısacası, bir ‘antlaşma’
ile bu olasılık sağlanmıştı. Bir antlaşma olmadan, tüm yerleşimcilerin
Türkiye’ye geri yollanmaya çalıştığını düşünün. Bireysel insan haklarının ön
planda olduğu bir dünyada olduğumuzu düşünürsek, bunun mümkün olabileceğini
sanmıyorum; ama yine de oldu diyelim. Bu kadar fazla insanın, birdenbire Türkiye'ye
'geri yollanması' Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişkileri germeyecek midir? Bu,
olası bir çatışma için bir zemin değil midir? Peki Kıbrıs, NATO’nun en büyük
ikinci ordusuna sahip bir ülke olan Türkiye ile ne kadar bir çatışmaya girmek
isteyecektir? Ya da böyle bir çatışma, ileride Kıbrıs’ın geleceği için daha
büyük tehlikelere yol açmayacak mıdır?
Şu anda baktığımda,
nüfus politikaları konusunda Türkiye ile bir uzlaşmaya varılmadığı takdirde,
bir çıkmazın içerisinde olduğumuzu görebiliyorum. Uluslararası mekanizmalar,
Türkiye konusunda çalıştırılabilir; ancak şu anki Türkiye, uluslararası hukuk
kurallarını dikkate alan bir Türkiye değil. Bunu AİHM’in Kavala ya da Demirtaş
kararlarını inceleyerek görebilirsiniz. Tüm Kıbrıslıların kendi evlerine
dönmesi konusuna gelecek olursak, evet, mallarına geri dönmek isteyen
Kıbrıslılara izin verilmelidir; ancak yine de bu, insancıl koşullarda yapılmalı
ve hiçbir kimseyi mağdur etmeyecek durumda olmalıdır. Sonuçta kendi ülkende
bulunan, yabancı bir nüfusun da korunması, uluslararası hukuka göre ‘erga
omnes’ olan bir yükümlülüktür.
İkinci olarak, tam
50 senedir, Türkiye’nin işgalinden dolayı Kıbrıslılar ‘bölünmüş’ bir şekilde
yaşıyorlar. Üniter Kıbrıs, sadece 1960 Anayasası'na dönmek ile değil, Kıbrıslıları
birlikte yaşamaya hazırlamak ve siyasi okuryazarlığını arttırmak ile olacaktır.
Tüm Kıbrıslıların kaynaşmasını sağlayacak ve ‘Kıbrıslı’ üst kimliğini
yaratılmasında yardımcı olacak bir ‘ara formüle’ ihtiyacımız vardır. Bu kadar
etnik milliyetçilik hakim olmuşken, halk hazır olmadan dönülen üniter bir
devlette, Kıbrıslılar arasında çatışma çıkmaması olası mıdır?
Şu anki statükodan
birdenbire üniter devlete geçiş, çoğu Kıbrıslı ya da Kıbrıs’ın üzerindeki büyük
güçler tarafından kabul görmeyebilir, Kıbrıs’ın geleceği için tehlikeli
olabilir. Federal Kıbrıs, apartheide evrilecek diye kesin bir hüküm de yoktur.
Federal Kıbrıs, süreç doğru yürütüldüğü takdirde, üniter bir Kıbrıs Cumhuriyeti’ne
geçiş aşaması olarak, ‘ara bir formül’ olarak kullanılabilir. Bu süreçte, 10-15
senelik bir zaman zarfında Kıbrıslılık kimliğini yaratmak ve üniter bir devlete
geçiş planı yapılabilir, bunun için bir dizi önlemler ve yakınlaştırma
projeleri yürürlüğe konulabilir.
(28.05.2024 tarihinde Özgür Gazete'de yayınlanmıştır.)
Yorumlar
Yorum Gönder